İzmir’deki O Kablo 5-6 Yıldır Çarpıyormuş

İzmir’in orta yerinde, Alsancak’ta, ilk önce Özge Ceren Deniz, ve sonra onu kurtarmak için elini uzatan arkadaşı İnanç Öktemay, elektrik akımına kapılarak, can verdi.

Her gün on binlerce İzmirlinin geçtiği yolda mazgalın altındaki elektrik hattının yağmur yağdığında kaçak yaptığını bilemezlerdi.

Fakat…

Esnaf defalarca şikayet etmişti.

Gediz Elektrik Anonim Şirketi haberdardı.

Çünkü bu elektrik hattı beş-altı yıldır arızalanıyordu.

En az dört ihbar

İzmir Emniyeti’nin fezlekesine göre olay yerine ilişkin Gediz Elektrik’e bugüne kadar dört ihbar yapıldı.

Murat Sarıçiçek, 17 Ocak 2023’te “Yer altından geçen kabloların birleşim olduğu bağlantı yerinde çukur var. Beton kapağı kırılmış. İnsanlar zarar görmesin diye duba ile o noktayı belirttim. Ancak tehlike arz etmekte” dedi.

Ömer Tepelek, 21 Aralık 2023’te “Yol üzerinde açıkta kablolar var, duman çıkıyor, tehlike arz ediyor” diye ihbar etti.

Fatih Ufak, 9 Ocak 2024’te “Yerden geçen kablolardan duman çıkmakta. Mazgala giderse elektrik çarpması oluşabilir” bildiriminden bulundu.

Aynı gün Ersin Eren Çavga, “Yer altında kazı çalışması yapılmıştı. Yüksek gerilim hattı… Yüksek dumanlar çıkıyor. Patlayabilir. Yaya geçidi var. Çok tehlikeli. Islak her yer” diyerek, uyardı.

Ayrıca Gediz Elektrik’e iki arıza kaydı geldi.

İkisi de 9 Ocak 2024 gününe ait.

Gediz Elektrik’in çalışanı saat 16.27’de gelerek, arızayı sözde onardı ve ayrıldı.

Sokak hayvanları öldü

Dükkanları olay yerinde bulunan dört esnaf, gelmekte olan bu felaketi defalarca Gediz Elektrik’e haber verdiler. Hatta bir yerel gazeteye haber yaptırdılar. Sokak hayvanlarının elektrik akımına kapılarak ölmesine şahit oldular.

Ersin Eren Çavga, şunları söylüyor:

“5-6 sene kadar önce yağmur yağdığında kaldırımda dumanlar çıktı. Elektrik kaçağı olabileceği gerekçesiyle Gediz’e bildirdik. Çok geç geldiler. Çalışma yapmadan elektrik sıkıntısı olmadığını söyleyerek gittiler. Ancak yağmur yağdığı zaman kaldırımdan duman çıkmaya devam etti. Birkaç sokak hayvanının akıma kapıldığına şahit oldum.”

Çavga, durumu Ege Telgraf Gazetesi’ne bildirdiğini kaydediyor. Gazetenin 19 Ocak 2019’da ‘Çözüm için illa biri mi ölmeli’ başlıklı haber yaptığını ifade ediyor. Gediz Elektrik’in duman çıkan yeri kazdığını, kabloları değiştirip gittiğini vurguluyor. Yine sonuç elde edemediklerini belirterek,“Tekrar tekrar Gediz’e ilettim. Çalışma yapılmadı” diyor.

Yedi-sekiz kadar ay önce İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin mazgal yerleştirdiğini, bu sefer yağmur yağınca mazgaldan duman geldiğini anlatıyor. Yine Gediz’e ihbarda bulunduğunu, görevlilerin 4 Ocak 2024’te geldiğini, kaldırımı kazıp gittiklerini belirtiyor.

Çavga, şöyle devam ediyor:

“Gerek vatandaşlara gerek sokak hayvanlarına zarar gelmesinden endişe ettiğim için defalarca şikayet ettim. Kaç sefer ettiğimi hatırlamıyorum. Esnaf arkadaşlar da etti. Onca şikayete rağmen sorun giderilemedi.”

Beş altı yıldır tekrar ediyor

Ufak, sorunun beş – altı yıldır ara ara tekrar ettiğini savunarak, şöyle diyor:

“Mazgallardan, yağmur yağdığı zamanlar duman çıktığı oluyordu. Bunu gören esnaflar da vardır. Yağmurdan sonra ara sıra sokak hayvanları akıma kapıldığı zamanlar olmuştur.”

Kamil Alan “Burada yıllardan beri elektrik kaçağı olduğunu biliyorum. Birkaç sefer sokak hayvanlarının akıma kapıldığına, her yağmur yağdığında kaldırımdan ve mazgallardan duman çıktığına şahit oldum” diyor.

Nurullah Özer “İki üç ay önce elektrik akımının olduğu yerden duman çıktığını gördüm. Kablo yanığı kokusu geliyordu” şeklinde konuşuyor.

MASAK’a göre Dilan Polat’ta ne bahis var ne kara para

Dilan Polat Davası kara para aklama iddiası bakımından çöktü. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın (MASAK) 11 Temmuz 2024’te hazırladığı 908 sayfalık rapor geçen hafta kabul edilen Dilan Polat iddianamesini yalanlıyor.

Rapora göre…

-Dilan Polat şirketler grubu bir suç örgütü değil, aile şirketi.

-Polatların gerçekleştirdiği satışlar gerçek.

-Sanal bahis ve kumar işlemi tespit edilemedi.

-Kara para aklama yok.

-Dilan Polat’ın imza yetkisi bulunmuyor.

-Bütün yetki Engin Polat ve babası Sezgin Polat’ta.

MASAK raporunun sonuç bölümü şöyle:

Suç örgütü değil, aile şirketi: Dilan Polat şirketler grubunun klasik bir aile şirketi olduğu, ilgili kişi ve firmaların ticari faaliyet kapsamında örgütlendiği, suç işlemek saikiyle biraraya gelmiş bir organizasyon hüviyetinde olmadığı…

Satışlar gerçek: Kozmetik ürün satışlarının büyük bir bölümün e-pazar kanalı olan Trandyol ve kredi kartı tahsilatları IYZICO aracılığıyla ‘dilanpolatapp’ uygulaması üzerinden gerçekleştirdiği; bu satışların gerçek olmadığı ya da fiktif işlemler olduğu yönünde bir veriye ulaşılamadığı…

Sanal bahis yok: Anılan kişilerin yasal bahis/kumar siteleri, kripto borsa şirketleri ve ödeme aracı/e-para kuruluşları nezdinde ciddi şüphe uyandıran, çok yoğun iletişim kurulan ya da kaynak aktarımı mahiyetinde olan işlemlerinin bulunmadığı; işlemlerin sıradan bir vatandaşın makul, kabul edilebilir mahiyetteki, hayatın olağan akışına uygun eylemlerinden ibaret olduğu ve tenkidi gerektirir bir husus bulunmadığı…

Kara para aklanmadı: Kaynağı olmayan ya da belirsiz olan bir varlığa sahip olmadıklarının görüldüğü; aklama suçunu işlediklerine dair herhangi bir somut tespit bulunamaması nedeniyle suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama bakımından tenkidi gerektirir husus bulunmadığı…

Dilan Polat’ın yetkisi bulunmuyor: Polat’ın Finansal işlemleri ile şirketlerin ticari faaliyetlerinin sevk ve idaresi, parasal işlemlerin transfer talimatları, sahte/gerçek fatura ve benzeri belgelerin kullanılması/düzenlenmesi, mal varlıklarının değerlendirilmesi gibi bütün ticari ve finansal işlemlerde karar mercii olmadığı, sevk ve idaresinde bulunmadığı, ulaşılabilen kaynaklar, elde edilen deliller ve işleme konulan vergi tekniği raporları doğrultusunda suç unsuru olabilecek herhangi bir eyleminin tespit edilemediği…

Engin ve Sezgin Polat sorumlu: Ticari ve finansal işlemlerde karar merciinin Engin ve Sezgin Polat olması nedeniyle Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve diğer kanunların ilgili hükümleri doğrultusunda tesis edilecek işlemlerde bu hususun göz önünde bulundurulması gerektiği…

Raporda, sahte fatura ve çift defter kullanılarak, devletin vergi zararına uğratıldığı tespit edildi.

Kafa koparmak için mi?

MASAK raporu savcılık ve medya eliyle yürütülen Dilan Polat soruşturmasının koca bir fiyaskoyla sonuçlandığını ortaya koyuyor.

Dilan ve Engin Polat’ın görgüsüzlüğü ve birdenbire edindikleri serveti teşhir etmeleri herkeste nefret uyandırmıştı.

Birkaç gazetecinin sosyal medyadaki çabası sayesinde Polatların vergi kaçırdığı, daha o günlerde açığa çıkarılmıştı.

Ancak sonradan, soruşturmayı şova dönüştüren savcılık, zorlama bir yasadışı bahis iddiasını dosyaya soktu.

Günün sonunda Polatlar ile sanal bahisçi Derkan Başer arasında ilişki olduğuna dair kanıt sunulamadı.

O halde, niçin bu yargılama dayanaksız suçlamalarla kirletildi?

Acaba bazı sosyal medya fenomenlerinin ya da bazı bahisçilerin ‘kafasını koparmak’ için mi?

Polatlar şu saatten sonra ancak sahte faturayla vergi kaçırmaktan ceza alır. Ve bu suçlamayla bir gün bile tutuklu kalamazlar.

Derkan Başer: Polatlarla uzak yakın alakam yok

Yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen Derken Başer’in adı, Dilan Polat Davası’da geçiyor. Başer’in yasadışı bahisten kazandığı parayı Polatların Türkiye’deki güzellik ve kozmetik şirketleri üzerinden akladığı iddia ediliyor.

İddianamede bir gizli tanık ifadesine dayanarak, Engin Polat’ın 2017 yılından önce Başer’in KKTC’de kurduğu Jasmin Bet adlı şirketinde çalıştığı ileri sürülüyor.

Türkiye’de ‘Handikap’ adlı davada suç örgütü yöneticiliğinden dokuz yıl üç ay hapis cezası alan Başer, şu an firari ve Gürcistan’da yaşıyor.

Başer, geçen gün beni aradı.

İddialara ilişkin konuşmak istedi.

Başer, Jasmin Bet’in kendisine ait olduğunu kabul ediyor.

“Engin Polat’ı tanıyor musunuz?” diye sordum.

Şöyle yanıt veriyor:

“Polatlarla ilgili haberler çıktığında eşim bana ‘Bak, ne kocalar var’ demişti. Bunlar görgüsüzlük yapıyordu ya. 10 gün sonra bu iş geldi bana yapıştı. Polatlarla uzaktan yakından hiçbir tanışıklığımız yok. Dilan ve Engin Polat’ın bahisle alakası yok. Biz 2017’de operasyon yedik. 100 kişi alındık. İçlerinde Engin Polat’ın ismi yok. Benim adım nereden çıktı, nerede baron haline geldim, anlamadım.”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın AJet raporu

Ay başında Sinan Ateş Davası için Ankara’ya gitmiştim.

3 Temmuz’da dönüş kararı aldım.

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda inmek için Ajet’e bilet aldım.

Uçuş saati sabah 10’du.

Kapıların açılmasına dakikalar kala uçağın kalkmayacağı, iki saat rötar olduğu açıklandı. Görevlinin söylemesine göre uçağın burnu bir cisme çarpmıştı.

Kaza bilindiği halde biletleri iade etmemek için bizlere iki saat geç haber verdiler.

Biraz sonra…

Uçağın 13.30’da kalkacağını bildirdiler.

O gün Esenboğa Havalimanı’nda karşılaştığım tüm görevliler, Anadolu Jet’in yerine kurulan Ajet’ten yaka silktiklerini anlattılar.

Şikayetler o kadar artmış ki…

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Ajet sorununu masaya yatırdı.

Bir bakan yardımcısı tarafından hazırlanan rapor Bakan Abdulkadir Uraloğlu’na sunuldu.

Raporda, uçuşlarda yaşanan olumsuzluklar tamamiyle Avrupa hava sahasındaki gelişmelere bağlandı.

Sebepler şöyle:

-Futbol şampiyonası nedeniyle yoğunluk

-Politik sebeplere bağlı bazı sahaların kapalı oluşu

-İklim değişikliği nedeniyle olumsuz hava koşullarından dolayı rotalardaki değişiklikler

-Hava Trafik Kontrolörü eksikliği

-Kapasite problemleri

-EuroControl Bölgesi hava sahası kaynaklı gecikmelerin haziranda tarihin en üst seviyeye ulaşması

-Turizm yoğunluğu

-Hafta başı, hafta sonu ve tatil yoğunluğu

Alınan tedbirler şunlar:

-Yedek uçak sayısı arttırıldı.

-Yurtdışı bağlantılı uçuşlarda yoğunluğa göre ekipler arttırıldı.

-Uçakların periyodik bakımları ve teknik kontrolleri hızlandırıldı.

-Kiosk ve mobil check-in bankosu cihazlarının verimli kullanılması ve bilet işlemlerinin daha hızlı gerçekleştirilmesi için teknik ekip kuruldu

-Kapasitenin arttırılması için çalışmalar yapıldı

-Uçakların giydirmeleri zamana yayıldı

Havalimanlarında şu önlemler alındı:

-Esenboğa için temmuzda, Sabiha Gökçen için ağustos ayında yerde kalma süreleri uzatıldı

-Operasyonel yedek uçak sayısı 4’ten 12’ye çıkarıldı

-Yolcu bağlantı süreleri artırıldı

-Esenboğa için ekip bağlantı süreleri artırıldı

-Esenboğa uçuşlarında aynı dakika kalkışı planlanan sefer sayısı üçü geçmeyecek şekilde tarifeler revize edildi.

-Gece yatılarından Esenboğa’ya dönen uçakların dönüş saatleri erkene çekilerek, tehirler için marj oluşturuldu.

-Antalya Havalimanı’nda yerde kalış ve planlı uçuş süreleri uzatıldı.

Yerlikaya’nın emekli edemediği müdür Bakü’ye atandı

Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı yıllarında en yakınındaki isimlerden biri, eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’dı.

Yılmaz, yani Bakan Ali Yerlikaya tarafından görevinden alındı ve deyim yerindeyse kızağa çekildi.

Yılmaz’ın alt kadrosundaki kritik emniyet müdürleri Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında açığa alındı. Bunlardan bazıları rüşvetten ve mal bildiriminden bulunmamaktan yargılanıyor.

Yılmaz’a ise “plaka tahsisinden alınan bağış niteliğinde paralar hesabına aktarıldığı” iddiasıyla idari soruşturma açıldı.

Bakan Yerlikaya, Yılmaz’ı emekli etmek için çok çabaladı.

Ancak başarılı olamadı.

Büyük bir dirençle karşılaştı.

Bu mücadeleden galip çıkan Yılmaz, Bakü’ye Emniyet İrtibat Görevlisi olarak atandı.